Etiketler

Felsefe (3) Sanat (3) Edebiyat (2) Mitoloji (2) Tarih (1)

Dada Hiç Bir Anlama Gelmez...

"Ya onu önemsiz bulurlarsa, ya hiçbir anlam taşımayan bir sözcükle zaman harcamak istemezlerse..."

Bu insanların kafalarında dönüp duran ilk düşünce bakteriyolojik türdendir. Sözcüğün en azından etimolojik, tarihsel ya da psikolojik kökenini bulma düşüncesidir.

Gazetelerden Krou zencilerinin kutsal bir ineğin kuyruğunu Dada olarak adlandırdıklarını öğreniyoruz. İtalya'nın kimi bölgelerinde anneye ve kübe dada denir. Rusça'da ve Rumencede de dada tahta at ve sütanne (dadı) anlamlarında kullanılır. Bilgiç gazeteciler dada sözcüğünde bebekler için yaratılmış bir sanat görür, günün "Küçük Çocuklarını Çağıran İsa Kılıklı" hazretler, Dada'da kuru ve gürültücü, gürültücü ve monoton bir ilkelliğe dönüşü bulurlar. Duyarlık, bir tek sözcük üstüne kurulmaz...

Bir sanat yapıtı hiçbir zaman nesnel olarak herkes için karar yoluyla güzel olamaz. Öyleyse eleştiri yararsızdır, her kişi için öznel olarak ve en küçük bir genellik izi taşımaksızın vardır. Bütün insanlığa ilişkin ortak psişik temelin bulunmuş olduğuna mı inanmaktadır?..."Yakınını sev" ilkesi bir aldatmacadır.

"Kendini Tanı" bir ütopyadır ama daha kabul edilebilir bir şeydir, çünkü kötülüğü içerir. Acımak yok. Katliamdan sonra bize arınmış bir insanlık umudu kalır. Ben hep kendimden söz ediyorum çünkü ikna etmek istemiyorum, başkalarını da kendi ırmağıma sürüklemeye hiç hakkım yok; kimseyi beni izlemeye zorlamam ben ve herkes sanatını kendi bildiği gibi yapar...Dada toplumdan bağımsız olma, toplu karşı güvensizlik olma gereksiniminden doğdu. Bize ait olanlar özgürlüklerini koruyorlar. Hiçbir kuram tanımayız biz. Biçimse fikir laboratuarları olan kübist ve fütürist akademilerden bıktık artık. Para kazanmak ve kibar burjuvaları okşamak için mi sanat yapılır? ...

Düzen=düzensizlik; ben=ben olmayan, doğrulama=yadsıma: Bir mutlak sanatın yüce parıltılarıdır bunlar...

Ailenin bir yadsıması durumuna gelmeye elverişli olan her tiksinti ürünü Dada'dır...;yaratıklar arasından güçsüzlerin dansı olan mantığın ortadan kaldırılması Dada'dır; her hiyerarşinin ve uşaklarımız tarafından, değerler için kurulan her toplumsal denklemin ortadan kaldırılması Dada'dır; her nesne, bütün nesneler, duygular ve karanlıklar, hortlaklar ve paralel çizgilerin kesin şoku savaşmak için araçtır: İşte bu da Dada'dır; belleğin ortadan kaldırılması Dada'dır; arkeolojinin ortadan kaldırılması Dada'dır; yalvaçların ortadan kaldırılması Dada'dır; geleceğin ortadan kaldırılması Dada'dır; doğallığın dolaysız ürünü olan her tanrıdaki tartışmasız mutlak inanç Dada'dır..."

Tristan Tzara

Modernizmin Serüveni-1998, Hazırlayan, Enis Batur, İstanbul:YKY, çev. Sema Rıfat